21 Nisan 2017 Cuma

KİLO ALMAYANLARIN SIRRI

    Yıllarca her şeyi yediğim halde hiçbir zaman kilolu olamadım. ''Genlerine şükret'' dediğinizi duyar gibiyim. Ailemde kilolu insanlar da var, ama ben alışkanlık haline getirdiğim bir beslenme biçiminden taviz vermiyorum. Herkes gibi hamur tatlılarını (sütlü tatlılardan nefret ederim, süt bile içmem),ekmeği, mantıyı, böreği, pastayı, kuruyemişleri (özellikle ay çekirdeğini) çok severim ve yerim. Nasıl mı kilo almıyorum? İşte uyduğum kurallar:
1- Yemek tabağım, bir çorba kasesi genişliğinde, ama derin değil. Bir tabakla doymazsam 2. tabak yemeği de vicdan azabı çekmeden alabiliyorum, ancak 3. yü asla!
2- Ekmeği çok seviyorum, sadece tam tahıllı veya çavdar ekmeği tüketiyorum. Onlar 2-3 dilimle doymamı sağlıyor. Beyaz ekmeğin bir bütününü yesem bile doygunluk hissetmiyorum. Ekmeği en çok kahvaltıda yerim, diğer öğünler de 2 dilimi geçmem.
3- Yemekte makarna veya pilav varsa, et ya da sebze yemeğini onların üstüne koyup yediğim için ayrıca ekmeğe gerek kalmıyor.
4- Günde 3 öğünle doyamayanlardanım. Onun için kahvaltıyla öğle yemeği arasında meyve suyu içiyorum. Ya da meyve, kurutulmuş  meyve, hiçbirini bulamazsam havuç, salatalık, domates, bunlardan birini yerim. Öğle- akşam yemeği arasında, yani ikindide çayla birlikte leblebi, çekirdek, patlamış mısır, bir dilim kek, bunlar yoksa küçük bir ekmek arası zeytin, peynirli sandviç; akşam yemeğinden sonra acıkırsam sadece meyve , o da yoksa havuç, salatalık yerim.
5- En önemlisi SU. Ben su sevenler grubundanım. Su kilo aldırsaydı, şimdiye kadar 150 Kg filan olmuştum. Günde 2 sürahi (2,5-3 lt) su içerim. Bana ''Size ne ikram edelim'' dediklerinde, cevabım daima ''Su'' dur.
6- Ayda 1-2 kendime mantı, börek yeme izni veriyorum. Aşırıya kaçmadan, her gün kullandığım tabaktan daha büyük bir tabağın dolusu mantı yerim(En sevdiğim yemek, hem de kendim yaparım), ancak asla 2. tabağı yemem.
7- Tatlıları evde yaparsam bir tepsiyi tek başıma mideye indiririm. Onun da çaresi; ayda bir, tatlıcıya gidip istediğim tatlıdan bir porsiyon yerim. Ancak, 2 şeye dikkat etmek gerek. Tatlı yemeye karnınız tokken gidin, açken giderseniz 3-4 porsiyon yersiniz. En iyisi oraya giderken yanınıza Kredi kartı almayın ya da yanınızda yalnız bir porsiyon tatlı için para bulundurun.
8- Benim yemeklerde olmazsa olmazım SALATA. Salataya tuz koymuyorum, yağ, limon veya nar ekşisi çok az döküyorum ve çoğunlukla yemeğe salatayla başlıyorum. Kahvaltıda bile roka, tere, maydanoz, dereotu yerim.
9- Zorunlu olmadıkça dışarda yemek yemekten kaçınıyorum. Kullandıkları yağlar, etler çoğunlukla bana dokunuyor. Salata malzemelerini (yeşillikleri), bizim evde yıkadığımız gibi yıkayan yok. Dahası tüm restaurantlar lezzet artırıcı madde kullanıyorlar ki onların çoğu kanserojen.
10- En zor vazgeçebildiğim şey çaya koyduğum ŞEKERdi. (Sigarayı bırakmaktan bile zor geldi bana)Yapay tatlandırıcıların zararları malum. Çayı çok fazla tükettiğim için önce ıhlamur, adaçayı vb. çaylara ağırlık verdim. Onları şeker yerine balla içtim. Çayımın rengini biraz daha açıp alışana kadar içine karanfil attım. 3-4 ay içinde çayımı şekersiz içebilecek hale geldim. Şimdi çayıma şeker katarsam mide bulantısı bile yapıyor.
11- Bir alışkanlığımda kış aylarında sabah uyanınca, bir su bardağı ılık suyun içine bir tatlı kaşığı bal ve bir çay kaşığı toz zencefil koyup içmek. Havalar ısınınca zencefilin yerine bir tatlı kaşığı elma sirkesi koyuyorum. Sanırım bunlarda kilo almamı engelliyor. Şimdilik aklıma gelen bunlar.
Diyet yapanlar kilo verdiklerini sanırken vücutlarına zarar veriyorlar. Çünkü bir süre sonra verdikleri kiloları fazlasıyla geri alıyorlar. En iyisi beslenme biçimini değiştirmek. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder